EmekGüncelKadın

EMEK | Burda Bebek’te Kadınlar Direnişte

Sakarya Hendek'te 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Burda Bebek'te Kod-49 ile işten çıkarılan Petrol-İş üyesi 9 kadın işçinin direnişi 2.5 ayı geri bıraktı. Kadın işçilerin öncülük ettiği direnişe ilişkin gazetemize konuşan Gülay Tatarhan yaşadıkları süreci ve gelinen aşamayı kaydederek, “Kadınlar bir şeylere katılırsa değiştirebilirler!” dedi.

Sakarya Hendek’te 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Burda Bebek’te patron, Petrol-İş’e üye olan 9 kadın işçiyi Kod-49 ile işten çıkardı. Kadın işçilerin direnişi, fabrika önünde sendikal haklarının tanınması ve yetki itirazının geri çekilmesi talebiyle devam ediyor. Direniş 2.5 ayı geri bıraktı. Bizler de kadın işçilerin öncülük ettiği direnişi Gülay Tatarhan’la yaptığımız söyleşi ile gündeme yeniden taşıdık.

– 2.5 ayı geçen Burda Bebek’te genel tablo nedir, sendikalaşma öncesi neler yaşadınız?

– Direniş, havanın soğuk olmasından kaynaklı zorlu ama iyi geçiyor. İnşallah daha iyi olacak, soğuğa değeceğini düşünüyoruz.

Biraz içerdeki durumu anlatacak olursam; İçerdeki mobinng ve baskılardan kaynaklı işçi arkadaşlarla birlikte yeterli sayıyı topladık ve sendikaya başvurduk. Bunu iki ayda yaptık ve mahkeme süreci de çabuk sona erdi. On ayda yetki belgesi alındı.

Biz, içerde kadınlara yapılan saygısızlıklar, kötü muameleler yaşadık. Sabah 8’de iş başı yapıyorduk, 10’da bırakıyorduk. Güya sekiz saat çalışıyorduk ama “mesai var” diyorlardı. Sürekli “şu saatten sonrası mesai” diyorlardı. Biz artık evi görmüyorduk. Düşünün 10’da işten çıkıyorduk, gidip uyuyorduk ve sabah 6’da tekrar kalkıp 7’de evden çıkıp iş başı yapıyorduk. Koşullar bu şekildeydi. İzin almamız çok büyük bir problemdi. “Sayım izni oluyor” deyip izinlerimizi yok ediyorlardı, haberimiz bile olmadan. Ya da 1-2 saat önceden sadece haber verip sayım izni verip bunu da yıllık izinlerimizden kullanıyorlardı.

Biz de tüm bunlardan şikayetçiydik ve sendikalaşmaya karar verdik. Sendikayı bulduk, görüşmeler aldık.

“Yeri gelir kapıya kilit vururuz ama sendikayı buraya sokmayız!”

– Sendikalaşma sonrası neler yaşandı?

– Sendika geldiğinde fabrikada neler olacağı bize anlatıldı, neler değişeğini açıklandı. Mesela bizi sürekli farklı bölümlere gönderiyorlardı, biz örneğin montaj elemanıyız ama montajın dışında enjeksiyona gidiyoruz, paketlemeye gidiyoruz, bir iş tanımı yok yani. Normalde bordrolarımızda montaj elemanı diyor ama neredeyse yarı yarıya sürede diğer bölümlerde de duruyorduk.

Bir de biz asgari ücret alıyorduk, mesai parası ekleniyordu ama pazar günü bile zorunlu mesai diye çağrılıyorduk. Bazen 2-3 hatta 5 hafta üst üste pazar mesaisine çağrılıyorduk. Çoluk çocuk artık bizi göremez oldu, çok özlediler bizi. Bize “sizin aileniz değil, işiniz önemli, ne işiniz var aile ile?” vs. diyorlardı. Bunların sendikanın girmesi ile değişeceği dile getirilince, sendikalı olmaya karar verdik. Sendika gireceği sıra, kıdem farkları yansıdı maaşlarımıza. Yılda bir ikramiye alıyorduk, onu yılda ikiye çıkardılar. Bu sendika girmesin diye yapıldı. Bize şunu dediler; “Sendika sizin yasal hakkınız fakat biz buraya sendika sokmayız, yeri gelir kapıya kilit vururuz ama sendikayı buraya sokmayız.” Sonra bazı arkadaşlarımız tek tek odalara çağrıldı, sorgulandı.

Örneğin bir-iki arkadaşımız sendikalı arkadaşları olduğu için çıkarıldı. Toplam 9 işçi çıkarıldı.

Biz öncesinden de dertlerimizi müdüre anlatmaya çalıştık. “Evde çocuğumuzla vakit geçiremiyoruz” diyerek bizimle görüşmesini talep ettik. Ama onlar “siz bizim için önemli değilsiniz” dediler. Çıkardığımız iş önemliymiş onlar için.

Şimdi mahkeme vs. açıldı ve genel müdür gelip bizimle konuşmak istiyor. Biz de görüştük müdür beyle ama yaşadıklarımızı anlatınca “yok öyle olmadı” dediler.

Biz “10 dakika bile geç kalınca sizin müdürünüz bizi yerin dibine sokuyor, tuvalete zamanında niye gitmedin, yok bu saate kadar neredesin, bir dakika gecikiyorsun, mesela 10 dakikalık molalarda 1 dakika gecikirsen giriş kapısında dikilip dünyanın lafını sayıyor” dedik. Bunları kabul etmedi tabi.

“Kadınlar bir şeylere katılırsa değiştirebilirler!”

– Kadınlar olarak 2.5 aydan fazla bir zamandır direniştesiniz. Direniş sizi nasıl etkiledi, hayatınıza neler kattı?

– Biz böyle olacağını düşünmüyorduk açıkçası yani bu kadarını yapabileceğimizi düşünmüyorduk. Kendimize güvenimiz arttı. Yani kadın olarak bir şeyleri yapıp, bir şeyleri değiştireceğimizi düşünüyoruz artık. Sesimizi duyurabileceğimizi düşünüyoruz, birlik olursa yönetimin bile değişeceğini düşünüyoruz. Kadınlar birlikte bir şeylere katılırsa değiştirebilirler. Biz kadınlar çalışmak zorundayız, bu devirde kadınların hepsi çalışmak zorunda artık.

Bu iş ve hayat şartlarında çocukların yetiştirilmesi vs. mecburen çalışmak ve kendimizi kabul ettirmek zorundayız iş yerlerinde. Hakkımızı savunmalıyız, konuşmadan hiçbir şey olmaz. Derdimizi anlatmak zorundayız, karşımızdaki de bizi dinlemek zorunda. Herkes herkesi dinlemek zorunda. Bir orta yol muhakkak bulunur.

– Burda Bebek direnişi bir kadın direnişi. Bu vesile ile kadınlara nasıl bir çağrı yapmak istersiniz?

– Biz aslında bütün kadınlar için mücadele ediyoruz. Kimse kadınları ezmesin diye uğraşıyoruz, kadınların hepsinin kendi hakları için mücadele edebileceklerini göstermiş oluyoruz. Bunu kanıtlamak için uğraşıyoruz. Biz hakkımızı istiyoruz başka bir şey değil. Herkes de hakkının peşinde koşmalı. Biz de hakkımızı alana kadar durmayacağız.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu