Güncel

DENGÊ AZADî | Zirganlı Savaşçıların Dilinden…

"1915 barbarlıktı. Şimdi önümüzde iki seçenek var; ya barbarlığa boyun eğeceğiz ya da özgür bir yaşam için barbarlar ordusu ile mücadele edeceğiz. Onun için biz Ermeni savaşçılar olarak burada Til Temir cephe hattında diğer halklarla birlikte özgürce yaşamaya devam etmeyi tercih ederek mücadeleyi seçtik."

Til Temir cephe hattında Zirganlı (Abu Raseyn) Ermeni savaşçılarla Zirgan’a yönelik saldırılar ve TC devletinin işgal açıklamalarına dair kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

Sis adıyla bilinir, Sisiyan ailesi…

1915 yılı nereden bakarsak bakalım bize derin bir hikayeyi anlatır. Soykırım sürecinde ölüm yürüyüşleri ile o dönemin Bitlis vilayetine bağlı Wan kentinden sürülmüş ailelerden savaşçılar, ailenin birçok ferdinin tehcir yollarında hayatını kaybettiğini anlatıyor. Bazıları yolculuğun zorluklarına dayanamamış, bazıları ise katliama uğramış. Rojava topraklarına ulaşanlardan sadece Sis adında bir çocuk hayatta kalmıştır. Daha bir yaşını bile doldurmamış bu çocuk, bir Arap ailenin yanına verilmiş. Harp aşiretine mensup Arap aile büyütmüş Sis’i.

Sis, dilini konuşamasa da, kültürünü tanımasa da Ermeni olduğu saklanmamış ondan. Büyüyüp evlendikten sonra Zirgan yakınlarında bir köye yerleşmiş. Şimdilerde Zirgan’a bağlı bu köy Ermeni köyü olarak biliniyor. Elliden fazla ailenin yaşadığı köy, bugün Nubar Ozanyan Tugayı’na mensup çoğu savaşçının ailelerinin yaşadığı bölgede.

“Gerçeği öğrendik ve o gerçek için buradayız!”

Monte ve Paramaz Sarkis…

İki savaşçı da aynı aileden gelmekte. Anlattıklarına göre o yörede Ermeni milliyetine mensup aileler, birbirleri ile akraba. Çevrede böyle biliniyor. Tarihlerini, anne babalarından duydukları kadar anlatıyorlar. “Büyüklerimiz Bitlis’ten geldiklerini söylüyor” diyorlar. Wan’ın bugün başka bir il olduğunu bilmiyorlar, Bitlis diye anlatıyorlar.

Monte ve Sarkis dört yıldır taburda olduklarını dile getiriyorlar. Monte Karargah Komutanlığı, Sarkis ise Tabur Komutanlığı yapıyor.

 Monte: Her insan özgür olmak ister, ailesinin mutluluğunu ister. Kimliğini saklamadan yaşamak ister. Önceden Ermeni olduğumuz bilinirdi ancak bunu pek dile getirmezdik. Devrimden sonra Ermeniliğimizi daha fazla yaşamaya başladık. Soykırımdan da pek bilgimiz yoktu. Büyükler bilirdi ama anlatmazlardı fazla. Bir felaket yaşadığımızı sonradan öğrendik.

 Sarkis: Esasen devrim sonrası Nubar Ozanyan Tugayı’na geldikten sonra tarihimizi, dilimizi öğrenmeye başladım. Bugün soykırımın tarihçesini, nedenlerini ve kimler tarafından yapıldığını biliyoruz. Ermeni kimliğimizin daha fazla farkındayız.

 Monte: Zirgan’da Kürt, Arap ve Ermeni hep birarada yaşadı. Bunun nasıl bir zenginlik olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Hiç unutmam, köyde hasat mevsimi yaklaşmış, sulama işini bitirmiştik. Komşularımızın jeneratörü bozuk olduğundan son sulama işini yapmaları için koca nahiyede kimseyi bulamamışlardı. Bize geldiklerinde jeneratörü vermiştik. Hala söylerler “Ermeniler sayesinde kıtlıktan kurtulduk” diye.

Sarkis: Türk devleti, Kuzey Doğu Suriye topraklarını işgal etmek istiyor. Derdi bütün sınır hatlarını genişletmek. Şimdi de Minbiç ve Til Rıfat işgali gündemde. Bununla birlikte Ayn Îsa ve Til Temir hattı da savaş hattı olacaktır. Biz hazırlıklıyız ve biliyoruz ki hazır olmaktan başka çaremiz yok. Öğrendik ki bir ordumuz yoksa, kendimizi savunacak kadar bilgili ve örgütlü değilsek yok oluyoruz. Soykırımı yaşadı büyüklerimiz. Ama ikinci bir soykırımı yaşamayacağız.

 “Halkların birliği güçlü olursa yenilmeyiz!”

Monte: Biz bu topraklarda büyüyen, yaşayan halkların çocuklarıyız. Ermeni, Kürt, Arap, Süryani, Asuri vb. hep beraber yaşıyoruz ve aramızda herhangi bir sorun yok. Türk devleti kışkırtmak ve halkları birbirine düşman etmek istiyor. Soykırım da böyle başarıldı. Halkların birliği güçlü olursa hiçbir sınır ötesi saldırı, işgal başarılı olamaz. Bunu artık öğrendik, kimliğimizi, kültürümüzü, dilimizi öğrendik, bir daha da kaybetmek istemiyoruz.

Sarkis: 1915 barbarlıktı. Şimdi önümüzde iki seçenek var; ya barbarlığa boyun eğeceğiz ya da özgür bir yaşam için barbarlar ordusu ile mücadele edeceğiz. Onun için biz Ermeni savaşçılar olarak burada Til Temir cephe hattında diğer halklarla birlikte özgürce yaşamaya devam etmeyi tercih ederek mücadeleyi seçtik. Sonuna kadar da buradayız.

 Monte: Hemen hemen her gün Zirgan’a saldırılar oluyor. Bazen şehre giriş çıkışlar dahi olamıyor. Saldırılar yoğunlaştığında halk kenti terk edip gitmek zorunda kalıyor ama sonra geri dönüyorlar. Kim topraklarını bırakıp gidebilir ki! İki yıldır Zirgan’da bir savaş durumu var. Obüs ve Havan saldırıları oluyor daha fazla. Halk zorlanıyor, yaşamak zor ancak gitmiyorlar, terk etmiyorlar.

Sarkis: Türk devletinin amacı M4 yoluna kadar Zirgan, Til Temir gibi kentleri işgal etmek ve yolun denetimini sağlamak. TC buradaki demokratik, toplumsal düzeni ve kazanımları boğmak istiyor. Ermenilerin örgütlenmesi, gerçeği öğrenmesi Türk devletinin hoşuna gitmiyor. Ama biz gerçeği öğrendik ve şimdi o gerçek için buradayız, mücadele ediyoruz ve edeceğiz.

“Kendimizi savunmak görevimiz!”

Her iki savaşçı da diğer kentlere belki de dünyaya örnek olacak “birlikte yaşamın” varlığından bahsediyor. “Kimse kimsenin etnik ve dini kimliği ile ilgilenmez. Herkes birbirini tanır ve bilir buralarda. Devrim ile birlikte herkes kimliğini açıktan dillendirdi ve örgütlülüklerini yarattı” diyor Monte. Sarkis de “Eski günlere geri dönülmesi kim ister ki? Özgürlüğün tadını aldık bir kere” diyor.

Karargah Komutanı Monte, Tabur Komutanı Sarkis konuşmalarını işgalin kaçınılmaz olduğuna vurgu yaparak “Neresi olur bilmiyoruz ama Nubar Ozanyan Tugayı’nın kurulma amacında da olduğu gibi kendimizi savunmaktan başka çaremiz yok, bu bizim görevimiz” cümleleri ile birbirlerini onaylayarak sözlerini sonlandırıyorlar.

Zirgan’da hedef alınan yaşam…

TC devletinin 2019’da Serêkani işgalinden bu yana, Hesekê kantonunun Zirgan ilçesine yönelik saldırılar da arttı. Bölge halkı, savaş hazırlığıyla iç içe yaşıyor. Serêkani’ye bağlı Zirgan İlçesi, Til Temir’e 20 km uzaklıkta. İlçede Kürt, Arap, Süryani, Asuri ve Ermeni vb. halklar birarada yaşıyor.

Zirgan ilçesinde 42 komün bulunuyor. Xirbet Şeîr köyü ve Niwêha köyünün komünleri, savaşın olduğu cephelerde yer alıyor.

Serêkani bölgesinin 2019’daki işgalinden bu yana bölge, işgalci Türk devleti ve çeteleri tarafından sürekli bombalanıyor. İşgalin ilk gününden bugüne Zirgan İlçe Meclisi olağanüstü hal içerisinde hareket edip bölge halkına da o şekilde hizmet ediyor.

İşgalci TC ordusu ve çeteleri, Zirgan Halk Belediyesi, İlçe İç Güvenlik Güçleri Merkezi, İlçe Meclis Merkezi, Zirgan Hastanesi gibi hizmet kurumlarını ve ilçe genelinde irtibat ağını bombalıyor. İşgalciler aynı zamanda ticaret yapan dükkanları ve halkın evlerini de hedef alıyor. Bu saldırılar karşısında öz savunma halinde olan halk, bombardıman saatlerinde bodrum katlarına inerek tedbir alıyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu