GüncelMakaleler

SÖYLEŞİ | “İşçi Sınıfı Mücadelesini Yükselteceğiz!”

"Komünist enternasyonale olan ihtiyaç bizim için hiçbir zaman ölmemiştir. Şu an da komünist partilerin önünde büyük bir ihtiyaç ve görev olarak durmaktadır. Komünist enternasyonal önce Marksist’ti, sonra Marksist Leninist’ti, fakat şu an ortaya çıkan ise onun Marksist Leninist Maoist olma ihtiyacıdır."

Latin Amerika’daki en eski komünist partilerinden olan Meksika Komünist Partisi Genel Sekreterine sorularımızı yönelttik.

– Partiniz dünyadaki en eski komünist partilerden biri. Kısaca partinizi tanıtabilir misiniz?

– Meksika Komünist Partisi, Latin Amerika’daki en eski komünist partilerindendir. 24 Kasım 1919’da kurulmuştur. Kuruluşu sürecinde etkili olanlar Komünist Enternasyonal’den üç temsilcidir. Bu üç temsilci, ABD emperyalizminin sınırlarına yakın olan bölgede bir komünist partinin olmasının önemini kavradılar. Partinin kuruluşundan sonraki süreçte en çok etki alanı işçi ve köylü kitleleri içerisindedir. Bu ilk süreç, 1920 ile 1940 yılları arasındaki dönemi kapsıyor.

Bundan sonra partide değişiklikler yaşandı. Revizyonist çizgi, hakim hale geldi. Bunların “ne olursa olsun birlik olsun” yaklaşımı vardı. Revizyonizmin hakim olması partiyi tümden yok oluşa götürebilirdi. 1963’te Merkezi Komitesi’nin bazı üyeleri ve militanlar, revizyonizme karşı mücadeleyi sürdürdüler ve revizyonizmle aralarına ayrım koydular. Bu grup, partinin yeniden inşası için bir genel çağrı yaptı. Bu çağrı Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düşüncesi’ni savunur.

Devamında komünist partisi, kitlelerle çok önemli bağlar kurdu. Özellikle eğitimciler, üniversite öğrencileri ve lise öğrencileriyle önemli ilişkiler kurdu. Bu hareketlilik partinin inşa çağrısına yanıt oldu. O dönemde ABD Devrimci Komünist Partisi, Bob Avaikyan ile ilişkiler kuruldu. Bununla beraber, Devrimci Komünistler Birliği kuruldu. O dönemde DEH, ABD-DKP ve Peru Halk Savaşı Dayanışma Komitesi partilerini yeniden inşa etme sürecinde destek olmak istediler. Onlar kendilerini Maoist olarak tanıttılar. Bize Bob Avaikyan’ın “Mao’nun Evrensel Katkıları” adlı kitabını verdiler.

Biz o zaman MLM teorik kavrayışımızın yetersiz olmasından kaynaklı bunların revizyonist olduğunu tam kavrayamadık. Bu durum onların bize empoze ettiklerini kabul etmemize ve tamamen bütün kitle hareketlerimizi feshetmemize yol açtı. Ve kitlelerden kopmamızı beraberinde getirdi. Bu bizim için büyük bir hataydı ve bundan derin bir üzüntü duyuyoruz. Bunun öz eleştirisini parti olarak verdik.

O dönemde Başkan Gonzalo’nun yazılarına ulaştık. Onun yazılarından eğitimler yaparak, revizyonizmden uzaklaştık. Uzun bir süre, kitlelerden kopmuş olmamızdan kaynaklı bu bağları yeniden yakalamak bizim için çok zor oldu ve çok zamanımızı aldı. Başkan Gonzalo’nun yazıları, PKP ve MKP arasında yakın ilişkileri beraberinde getirdi. Parti olarak daha da güçlenmemizi ve inşa sürecimizi daha iyi ele almamızı sağladı. Özellikle ülkemizin sosyo-ekonomik durumunu değerlendirmede büyük katkısı oldu. Çünkü önceden Meksika’yı yarı-sömürge yarı-feodal değerlendiriyorduk. O geçiş sürecinde ülkeyi bürokrat kapitalist olarak değerlendirdik. Başkan Gonzalo’nun değerlendirmeleri, dayanışması ve onun yardımlarıyla ülkemizin daha derin bir tahlilini yaptık. Yeni genel çizgimizi belirledik. Meksika Komünist Partisi’nin halen var oluşu ve 102. yaşını kutlamasından dolayı onlara müteşekkiriz.

Bunlardan yola çıkarak KP olarak işçi sınıfı mücadelesini ilerleteceğiz, yükselteceğiz ve MKP olarak devrime önderlik edeceğiz.

 

ABD sınırında bir ülke olmak…

– Meksika, ABD sınırında bir ülke. Bu durum ülkenizi nasıl etkiliyor?

– Bazıları Meksika’nın ABD ile sınır bölgesi olmasını büyük bir şans ve olanak olduğunu değerlendirir. Fakat Meksika halkları için bu, muazzam derecede ezici ve utanç vericidir. Bu ilişki Meksika topraklarının işgaliyle başlamıştır. İlk işgal, 50 bin Meksikalının hayatına mal olmuştur. 1910 ile 1921 arasındaki Meksika devrimi sürecine iki müdahale olmuştur. Burada Meksikalı devrimci Panço Villa’yı katletmek istediler, çünkü Kuzey Amerika bölgesini işgal etmek için devrimi boğmaları gerekiyordu. ABD askerleri bunun öcünü almak için tekrar Meksika’yı işgal etmek isterler.

ABD sürekli Meksika hükümeti üzerinde baskı uygulamıştır. Çünkü süreçteki devrimi kendi çıkarlarına kullanmak istemiştir. O dönemde Meksika diktatörü Porfirio Diaz’ı koruyorlardı, çünkü o, onların çıkarlarını koruyordu. Halkın başkaldırısıyla Porfirio yenilgiye uğrayınca, ABD, Meksika devlet başkanlığına seçilen Franscisco I. Madero ve yardımcısı Jose Maria Pino Suerez’i katletme planları yaptı. 1914’te ABD ordusu, Meksika’yı tekrar işgal etmek için Veracruz Limanı’na gelir.

Meksika halkı tüm bu zorlukların üstesinden gelip, Porfirio Diaz’ı yenilgiye uğratır ve cumhuriyetçi anayasal devletini kurar. Çok güçlü olmamakla beraber en önemli güçlerden birisi köylülüktü. Fakat en örgütlü, güçlü devrimci orduydu. Tabii tüm bu gelişmeler burjuvaziyi tedirgin ediyordu. Çünkü onların en büyük korkusu tekrar bir devrimin gerçekleşmesiydi. İşçi ve köylülerden oluşacak bir hükümetten korkuyorlardı.

Proleter enternasyonalistler tekrar Meksika’dan bir devrimin olabileceğini görüp, yeniden bir Komünist Partisinin kurulmasının önemini kavradılar. Fakat işçi sınıfı da zayıftı o zaman. Zayıf derken, sayı olarak değil, Marksizm anlayışını kavramada yetersizdi. Komünist partisinin ideolojik kavrayışının yetersizliğinin uzun yıllar alması da önemli bir etkendi. Burjuvazi, işbirlikçi faşist bir devlet mekanizması kurdu ve emperyalizm ile işbirliği yaptı. Bununla da Meksika’ya kapital yatırım yapmasını talep eder. Bunun sonucunda ise devlet kapitalizminden tekelci kapitalizme geçiş süreci olur. Meksika’nın şu an ABD ile olan ilişkileri çok iyi biliniyor. ABD, sürekli Meksika’ya borçlarını ödemesini dayatır. Meksika’nın ticaretinin yüzde 80’i ABD ile. Ve Meksika’nın ABD’ye olan borcu 12 milyar pesodur.

 

“Kapitalizm büyük bir kriz içinde!”

– Enternasyonal alanda son süreçte bir hareketlenme var, partiniz bunu nasıl görüyor ve kendinizi bu hareketliliğin neresinde konumlandırıyorsunuz? Bu alanda önünüze koyduğunuz görevler nelerdir?

– Enternasyonal komünist hareketin yeniden bir canlanma süreci içerisinde olduğunu düşünüyoruz. Bunun da neo-liberalizmin krizinden kaynaklandığını ve bu krizin sadece ekonomik değil, ideolojik ve politik olduğunu düşünüyoruz. Sosyalizmin dünya çapında yenilgiye uğramasından kaynaklı kapitalizm kendisini çözüm olarak sunup, demokrasinin tek çözüm olduğunun propagandasını yaptı. Şu anda kapitalizm büyük bir kriz içerisinde ve onun demokrasisi de büyük bir çürüme içerisindedir.

Dünya güçleri yeniden sahte bir çözüm hareketi içerisine girmiş bulunuyorlar ve bu da tekrar dünyayı saracak bir savaş olacaktır. Bu durumda yeniden Marks’ın görüşleri kendisini doğrulamış ve büyük bir şekilde yeniden sahneye çıkmıştır. Lenin ve proletarya diktatörlüğü yeniden bir çözüm olarak ortaya çıkmaktadır. Mao ve onun proletarya diktatörlüğünü savunması bizler için yol göstericidir ve devrimin tekrar şekillenmesinde ön açıcı olacaktır.

Komünist enternasyonale olan ihtiyaç bizim için hiçbir zaman ölmemiştir. Şu an da komünist partilerin önünde büyük bir ihtiyaç ve görev olarak durmaktadır. Komünist enternasyonal önce Marksist’ti, sonra Marksist Leninist’ti, fakat şu an ortaya çıkan ise onun Marksist Leninist Maoist olma ihtiyacıdır.

Partimizin bu süreçteki amacı, her şeyden önce komünist enternasyonalde MLM’nin motor güç olmasını sağlamaktır. Meksika Komünist Partisi, komünist enternasyonalin Meksika’daki hücresidir. Üçüncü olarak da dünyadaki kardeş komünist ve devrimci örgüt ve partilerden hiç yorulmadan öğrenmektir.

– Bu yıl Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist 50. kuruluş yılını kutluyor. Türkiye’deki komünistlere bir mesajınız var mı?

– Her şeyden önce partinizin 50. kuruluş yılını derin ve sıcak duygularla selamlıyoruz ve bütün faaliyetlerinizde başarılar diliyoruz. Kendi ülkenizdeki devrimci faaliyette ve enternasyonal alandaki çabalarınızda başarılar diliyoruz. Bu iki faaliyet alanı, iki şeyi gerektirir; her ülkede devrimin zaferi ve komünistlerin ve dünya halklarının emperyalizme karşı birliğidir. Her ülkede proleter devrim olmadan, proleter enternasyonalizm olamaz. Kahrolsun emperyalizm, yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu